Narsizm, kişinin benliğine dair algısında bozulmalarla birlikte aşırı hayranlık ve takdir ihtiyacı, empati eksikliği ve büyüklük içeren bir yapıyı ifade eden çok boyutlu bir psikolojik durumdur. Sağlıklı narsisizm ile patolojik narsisizm arasında bir spektrum bulunur.
Narsisizm terimi, Yunan mitolojisindeki kendi yansımasına aşık olan Narkissos'tan türemiştir.
Aşırı beğenilme ihtiyacı, empati eksikliği, başkalarını kullanma ve sürekli övgü beklemek gibi davranışlarla kendini gösterir. Narsistik bireyler genellikle eleştiriye kapalıdır ve başkalarını küçümser.
Narsizm üç ana türde incelenir: Grandiyöz (açık) narsisizm, kırılgan (gizli) narsisizm ve malign (zararlı) narsisizm. Her biri farklı dışavurumlara sahiptir.
Narsistik yapıların gelişiminde çocukluk dönemi büyük rol oynar:
Narsistik bireyler sosyal ilişkilerde güçlük yaşar. Egemenlik kurma, empati eksikliği ve kendine odaklı davranışlar, yakın ilişkileri zedeler. İş ortamında da yalnızlaşabilir ve çatışmalara neden olabilirler.
Narsistik yapılar, aynı zamanda depresyon, anksiyete ve düşük özgüvene de yol açabilir.
Sosyal medya, narsistik eğilimleri besleyebilir. Beğeni ve onay alma arzusu, bireyin özdeğerini dışsal onaylara bağlamasına neden olur. Bu da kırılgan bir özgüvene ve dijitalde aşırı benlik sunumuna yol açabilir.
Sağlıklı sınırlar koymak, narsistik bireylerle başa çıkmanın temel yollarındandır.
Anlayışla yaklaşmak, narsistik kişilikle sağlıklı ilişki kurmanın bir yoludur.
Heinz Kohut’un “kendilik psikolojisi” yaklaşımı, narsistik bireylerin tedavisinde önemli bir kuramsal temeldir. Empatik aynalama ile kendilik bütünlüğü sağlanabilir.
Kendi duygusal ihtiyaçlarınızı fark etmek ve onlara özen göstermek narsistik ilişkilerde sağlıklı kalmanın anahtarıdır.